T C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3629 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2457 SUÇ SOSYOLOJİSİ PDF Free Download

S- Düşünsene güzelim büyük sansasyon ne zamandır piyasada travesti şarkıcı yok\. Lüks kumarhane dünyasına dal ve büyük kazançlar elde et mostbet giris\. Z- Tamam da nasıl yapicez? Ben şey değilim ki pek tutmaz gibi bu bilmiyorum Saldıray abi. Ayrıca güzelliğimden dolayı kadın olduğum hemen çakılır. S- Çakılmaz ya çakılsa daha iyi ya. Dönme olman bi sansasyon, olmamam ayrı bir sansasyon. Ondan sonra sana karada ölüm yok. Sözlük yorumlarından anlaşıldığı üzere, seyirci günlük yaşantının verdiği sıkıntıdan kurtulmak, rahatlamak; ait olduğu toplumun bir parçası olduğunu hatırlamak, toplumun değer sistemlerinin onaylandığını görme ihtiyaçlarından dolayı diziyi izlemişlerdir. Dizi televizyon seyircisinin beklentilerine karşılık vermiştir. Günümüzde yayımlanmayan, ilk yayınlanış tarihi üzerinden 20 yıl geçen dizinin bugün yeniden üretilmesi ise bu seyirci tarafından gerçekleşmiştir.

Barış kriminolojisi yaklaşımı hümanizm, doğu mistisizmi, feminizm gibi yaklaşımlardan etkilenmiştir. İnsanlığın barış ve adalete yol alacağı konusunda iyimser olan bu yaklaşım, insani dönüşümün ancak sosyal, ekonomik ve siyasal yapıların dönüşümü ile mümkün olduğunun altını çizmektedir. Rob White, küresel çapta çevrede yol açılan felaketlerin bildiğimiz yargılama/adalet sistemi, coğrafi ve toplumsal sınırların ötesine geçerek esasında sınırsız bir etki yarattığından bahseder. 50 42 Göreli yoksunluk/göreli mağduriyet, insanların bir şeyden mahrum kalma veya yoksunluk yönündeki öznel duygularının mutlak olmadığı fakat kendilerini diğer insanlarla karşılaştırdıkları değerlendirmelerle ulaştığı bir duygu halidir. Yeni Sol Gerçekçi yaklaşım, suç konusunda devletin rolü ve çeşitli çözüm önerileri açısından Marksist kriminolojiden oldukça farklı bir görüşe sahiptir. Suç Sosyolojisi benzeri isyancılar olarak romantize edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bakışta, işçi sınıfının suçlarının esas olarak sınıflar arası bir özellik gösterdiğini ancak işçi sınıfı içine yönelmediği iması da söz konusudur. Ancak, araştırmalar göstermektedir ki bizzat işçi sınıfı ve azınlıklar (Siyahlar, Asyalılar ve Hispanikler vd.) düpedüz suç korkusu hissetmekte ve kurban olmaktan endişelenmektedir. Örneğin, bazı Marksist düşünürler sokak suçlarını kapitalist toplumların üzerine inşa edildiği kurumların eşitsiz yapısına mantıklı ve rasyonel tepkileri olarak görmüştür.

  • Oysa, şirketlerin usulsüzlük ve yolsuzluklarla elde ettiği kazançlar yıllık milyarlarca doları bulabilmektedir.
  • Sonuç olarak, beyaz yaka suçları ya da şirket suçlarının her ikisi de kamuya oldukça zarar veren suç eylemlerini içerse de çoğu vakada cezasız kalabilmektedir.
  • Evlenmeye hazır bir ev kızıdır.

Medya, suçun yaygın ifadelerini ve kullanım şekillerini oluşturarak suç söyleminin kurulmasında vazgeçilmez bir aktördür. Suç ve sapkınlık içeren olayların her zaman haber potansiyeli yüksektir. Çünkü bu tarz olaylar haber medyası nezdinde çatışmacı, sıra dışı, şoke edici, sansasyonel niteliklere sahiptirler. Suç, sapkınlık, ihmal ve diğer pek çok sosyal problem gazete ve televizyon haberlerinin, suç dramlarının temelini oluşturur. Şehir merkezlerinde yaşayanlar açısından suçun sonuçları, örneğin mal kaybı veya malının zarara uğraması, bireysel yaralanma, topluluklarının korunması açısından bir suç iklimi ya da tedirginlik duygusu yaşamaları nedeniyle fazlasıyla gerçektir. Eğer bireyler kolektif çıkarlardan ziyade tümüyle kendi bireysel çıkarları için motive olursa, suç ortaya çıkar ve savaş mümkün hale gelir. Özetle, barışçı kriminologlar, bugün suç meselesini toplumsal bir problem olarak değil de, uzlaşma ve barışı nasıl inşa edebileceğimize dair problemin bir parçası haline getirmemiz gerektiğine inanırlar. Bu yaklaşım, suç probleminin çözülmesi için bireysel, yapısal ve kültürel dönüşümlerin yaşanması gerektiği düşüncesindedir. Suçlar da, tıpkı savaş, ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi insanlığa acı veren birçok şiddet biçiminden biridir.

Bir durum karşısındaki tutum ve davranışları geleneksel düşünce kalıplarının içinde yetişmiş bir ev hanımınınki ile aynıdır. Tirbuşon Füreya ile ilgilenmek durumunda kalır. Mükremin ise bunu diline dolar. T- Mükremin ben bi durağa kadar bırakıp geliyorum tamam mı? M- Tabi tabi oldu Berkantçım. Yalnız dönerken kendine yeni bir kilotlu çorap al. Eskisi artık giyilmiyor yani kaçıklardan dünya haritası oldu. Devamlı ojeyle tedarik edip giyiyosun olmuyo Berkant. Mükremin Tirbuşon un gerçek ismini söyleyerek bir bakıma onun delikanlı unvanını elinden alır. Ayrıca Tirbuşon un kadın gibi davranması vurgusu yapılmaktadır ki bu Mükremin in dünyasında hakaret olarak kullanılır.

İ- Allah Allah bu kız kim? Nur Seda- Ben bir insanım ya siz? M- Ay ne güzel oturtun lafı ha yani güzel konuştun. Nur Seda- Suratıma karşı bu kim denmesinden nefret ederim. Nefretimi gizlemekten de tabi. Yabancının bu kendinden emin ve özgür tavrı İrmik in tuhafına gider ve içeri Bir başka bölümde ise yeğeni Füreya nın Tirbuşon ile görüşmesini istemeyen İri Hikmet Tirbuşon ve Mükremin i mahalleden attırmak ister ve bunun için mahalleliden imza toplar. İri Hikmet e göre bu iki genç serseridir. İmza kampanyası mahallede sadece ikisi için toplanmaz. Şarkıcı Züleyha nın apartmanı da Züleyha yı apartmandan attırmak için imza kampanyası başlatır. Mizah unsuru barındırmaz. Telviye Çıtır Evin yanlış anlamalarından dolayı herkese cinnet getirten annesidir. Fadıl Fıdıllıoğlu Evin iç güveysi damadıdır.

Suça karşı geliştirilen korku duygusu, insanlık tarihi kadar eski olsa da bu duygunun bilimsel bir araştırma konusu veya politik bir gündem maddesi olmaya başlaması ve sosyolojik olarak araştırılması çok eskilere uzanmamaktadır. Bu ünitede, suç korkusu araştırmalarının ortaya çıkışı ve suç korkusu ile ilişkili kavramlar ele alındıktan sonra, suç korkusunu açıklayan temel yaklaşımlara değinilecektir. Bu bağlamda, savunmasızlık, mağduriyet, düzensizlik, sosyal kaygı, altkültürel çeşitlilik yaklaşımlarının suç korkusunu ele alma biçimleri irdelenecektir. Günümüz toplumlarını endişe, risk, güvensizlik, belirsizlik, korku ile karakterize eden risk toplumu yaklaşımı ile suç korkusu arasında ilişki kurulduktan sonra, suç korkusunu ürettiği varsayılan medya, suç korkusu bağlamında ele alınacaktır. Son bölümde ise suç korkusunun sonuçlarına değinilecektir. SUÇ KORKUSU ARAŞTIRMALARININ ORTAYA ÇIKIŞI Suç sosyolojisi ve kriminoloji disiplinlerinin gelişim sürecinde daha çok suç ve suçlu konularına odaklanılmıştır. Suç korkusu konusu uzun süre bir araştırma konusu olarak ele alınmamıştır. Suç korkusu, Batı dünyasında 1960 larda bilimsel ve politik düzeyde ele alınan bir konuya dönüşebilmiştir. Türkiye de ise suç korkusu 2000 li yıllarda bir araştırma konusu olmaya başlamıştır. Bu da onu diğer aile bireylerine karşı itibarsızlaştıran bir durum olarak sergilenmiştir. Aile arasında maddiyattan kaynaklı sorunlar ortaya çıksa da bunlar aile arasında bir çözülmeye neden olmaz. Babanın otoritesi hiçbir zaman sorgulanmamış ve yapılan bir işte onun onayı hep gözetilmiş, ikna edilmeye çalışılmıştır.

Kadınlığın toplumsal yaşamda erkek söyleminde küfür ve hakaret amaçlı kullanılması sıklıkla rastlanılabilen bir durumdur. Mahallenin kişiyi ve toplumu denetleyen yapısının cemaat tipi mahalle anlayışından kalma bir özellik olduğu söylenebilir. Bunun yanında aynı durum sebebiyle mahalle içinde insanların birbirlerini kolladıklarını söylemek de mümkündür. Mahallede herkes birbirini tanır ve çatışmaların yaşanmasına rağmen yardımlaşma, birbirini idare etme insani ilişkilerin ön planda olduğu bir toplumsal yaşamın ortaya çıkardığı bir durumdur. Örneğin veresiye defterine yazdırma mahalle içindeki topluluğun ekonomik sıkıntılara bulduğu bir çözümdür. Başka bir durum ise annesi, babası olmayana sahip çıkma, kimsesiz bırakmama bu mahalledeki insanların özelliklerindendir. Mahallenin, babası Almanya’da işçi olan annesi ölen, liseli genci Kudret’e sahip çıkılır. Özellikle Mükremin ve Tirbuşon ilgilenir. Okula gidip gitmediğini, derslerine çalışıp çalışmadığını kontrol ederler. Bir ihtiyacı olduğunda el birliği ile onu halletmeye çalışırlar.72.bölümde sıcak havalara rağmen Kudret bir mont giyer. Hatta bu montu göstermek için Çıtır ailesinin evine uğrar.

En yaygın beyaz yakalı suçlar; banka dolandırıcılığı, işyeri sahtekarlığı, rüşvet ve anti-tröst ihlalidir. Sutherland, bu tür beyaz yakalı suçların ceza mahkemeleri yerine medeni hukuk davalarına yol açtığını tespit eder. Medeni hukuk özel taraflar arasındaki iş ilişkilerini düzenler ve Ceza Hukuku ise, bireyin topluma karşı ahlâki sorumluluklarını tanımlar. Uygulamada, medeni hukuk davasını kaybeden, zararı madden karşılar ancak suçlu addedilmez. Şirket yöneticileri beyaz yakalı suçların neden olduğu cezaların çoğunluğunun şirkete yönelik olmasından dolayı korunur (aktaran, Macionis, 2012). Beyaz yakalı suçların dağılımını ölçmek, diğer suç türlerine göre daha zordur ve pek çok beyaz yaka suçu resmi istatistiklere hiç bir şekilde yansımamaktadır. Daha çarpıcı olan ise, yoksul suçlulardan farklı olarak, beyaz yakalı suçluların işledikleri suçları gizlemek veya çok az ceza ile atlatmak konusunda güçlü bir ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeye sahip olmalarıdır. Beyaz yakalı suçlular cezaya çarptırıldığında ya da yargılandıklarında, genelde cezadan kaçarlar. Örneğin, Türkiye de 1990 lı yıllarda banka dolandırıcılığı ve banka hortumlama davalarında yargılanan çoğu yöneticinin ya yurtdışına kaçarak ya da başka illegal yollardan ceza almaktan kurtuldukları veya çok az ceza aldıkları tespit edilmiştir. Bir hükümet araştırmasına göre, sahtekarlıkla suçlanan ve tazminatla cezalandırılanların çoğunun mal varlıklarını saklamak ya da devretmek suretiyle borçlarının %10 undan azını ödedikleri anlaşılmıştır (Macionis, 2012).

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *